Dikimhaneden Meslek Yüksekokuluna
Ülkemizde fenerciliğin tarihi 18. Yüzyıl sonlarında Kaptan-ı Derya Süleyman Paşanın yaptırdığı Ahırkapı Feneri ile başlar. Yüzyıllardır denizcilere yol gösteren ışığın yanı başında yer alan okulumuz tarihi boyunca yeniliklerin yaşandığı bir mekan olmuştur.
1851-1852 yılında hazırlanan haritada burası süvari kışlası ve balıkhane olarak adlandırılmıştır. 1913-1914 tarihli haritalarda ise yapılarımız dikimevi olarak geçmektedir. 1 Numaralı Dikimhane Müdürlüğünün Harbiye Nazırı Enver Paşanın emriyle Levazım Reisi Hakkı Paşa tarafından 1908 yılında 100 makine ve 100 ütü ile faaliyete geçtiği kayıtlarda anlatılmaktadır. Çanakkale Savaşı ve 1. Dünya Savaşı yıllarında Ahırkapı Elbise Çadır İmalathanesi, Kadınları Çalıştırma Cemiyeti ile anlaşmalı olarak İstanbulda kadın işçi ve memur istihdam eden ilk işyerlerinden birisiydi. Kurtuluş Savaşında ise bu yapıların bodrum katları Anadolu’ya gönderilen silahların toplandığı merkezlerden biriydi. Daha sonra ise bu yapılar Cumhuriyetin ilk yıllarından 2009 yılına kadar, kuruluşunda ismi Emraz-ı Zühreviye Hastanesi olan İstanbul Deri ve Tenasül Hastalıkları Hastanesine ev sahipliği yaptı.
Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet gibi insanlığın tarihsel birikimini günümüze taşıyan büyük eserlerin gölgesinde yükselen ve her santimetrekaresi aslına sadık kalınmak şartıyla yenilenerek bir eğitim öğretim kurumu kimliğine kavuşan bu yapılar, geçmişten geleceğe yolculuğuna 2013 yılından beri eğitim yapısı olarak devam etmektedir.